Hayvan

“Drakula”, Dünyanın Gördüğü En Büyük Uçan Canlı Olabilir

“Drakula” Lakaplı Dev Uçan Sürüngen

Jurassic Park III’teki uçan sürüngenlerin boyutları bile yeterince korkutucuyken, şimdi 3,5 metre boyunda ve kanat açıklığı bir Londra otobüsünden daha uzun olan bir uçan sürüngen hayal edin. Üzgünüz ama bu uçan sürüngen gerçekti ve gökyüzüne çıkan en büyük hayvan olabilir.

Drakula’nın Keşfi ve Özellikleri

Bilim insanları tarafından “Drakula” lakabı takılan bu dev uçan sürüngen, Romanya’nın Transilvanya bölgesinde ortaya çıkarıldı. Kesin türü belirsiz olsa da, Geç Kretase döneminde yaşamış ve büyük boyutlarıyla bilinen bir uçan sürüngen ailesi olan Azhdarchidae’nin bir üyesi olduğuna inanılıyor.

pterosaur model s7893168320634520796

Drakula’nın Uçma Yeteneği Tartışmaları

Drakula‘nın boyutu, uçup uçamadığı konusunda bazı şüpheleri beraberinde getirdi. Eğer uçabiliyorsa, gezegenimizde yaşamış en büyük uçan canlı olabilir. Bununla birlikte, uçan sürüngen kalıntıları parçalanmış halde bulundu. Bu da güvenilir bir cevap bulmayı zorlaştırıyor. Ancak bazı yeni araştırmalar, en büyük uçan sürüngenlerin bile muhtemelen uçabildiğini gösteriyor.

Drakula’nın Boyutunun Sırrı

Diğer önemli soru ise, Drakula ve onun türünden diğer uçan sürüngenlerin nasıl bu kadar büyüyebildiği. Garip bir şekilde, uçmakla bilinen hayvanlar için bu, iyi yürüme yeteneklerine bağlı olabilir.

Uçan Sürüngenlerin Evrimsel Geçmişi

Leicester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yönetilen ve Current Biology dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, uçan sürüngenlerin evrimsel geçmişi, bu canlıların fosilleşmiş elleri ve ayakları merceğinden incelendi.

Orta Jura Dönemindeki Değişim

Bunu yaparken ekip, Orta Jura döneminde belirgin bir değişim olduğunu ortaya koydu. Bu noktada uçan sürüngenlerin ellerinin ve ayaklarının anatomisi, yerde yaşayan hayvanlarınkine daha çok benzemeye başladı.

balaenognathus s3379735914136092248

Yürüyüş ve Koşma Yeteneğindeki Gelişme

Çalışmanın ortak yazarı Dr. David Unwin, IFLScience’a gönderdiği bir açıklamada, “İlk uçan sürüngenlerde arka uzuvlar, yürümeyi ve koşmayı ciddi şekilde engelleyen bir uçuş zarıyla birbirine bağlıydı” dedi. “Daha sonraki, daha gelişmiş uçan sürüngenlerde bu zar orta hatta ayrıldı ve her arka uzvun bağımsız olarak hareket etmesine olanak sağladı. Bu, ellerindeki ve ayaklarındaki değişikliklerle birlikte, uçan sürüngenlerin yerde hareket kabiliyetini büyük ölçüde artıran önemli bir yenilikti.”

Büyük Boyutların Anahtarı: Yürüme Yeteneği

Unwin, bunun daha büyük bedenlerin kilidini açmanın anahtarı olduğunu açıkladı. “Tırmanma kısıtlamalarından kurtulan bu daha sonraki uçan sürüngenler muazzam boyutlara ulaşabildi ve bazı türler Mezozoik’in gerçek devleri haline geldi.”

Yeni Keşifler İçin Farklı Bir Bakış Açısı

Çalışmanın bulguları, yeni keşifler yapmak için bariz özelliklerin ötesine bakmanın neden genellikle en iyi yollardan biri olduğunun bir örneğidir. Baş yazar Robert Smyth, “Uçan sürüngenlerin uçabilmesi, hikayelerinin sadece bir parçası” dedi. “Ağaçlarda veya yerde nasıl yaşadıklarını araştırarak, eski ekosistemlerde oynadıkları rolleri anlamaya başlayabiliriz.”

Uçan Sürüngenler Hakkında İlginç Bilgiler

  • Uçan sürüngenler, dinozorlarla aynı dönemde yaşamışlardır.
  • Uçan sürüngenlerin kanatları, deri ve kaslardan oluşan bir zarla kaplıydı.
  • Bazı uçan sürüngen türlerinin dişleri vardı, bazılarının ise yoktu.
  • Uçan sürüngen fosilleri tüm dünyada bulunmuştur.
  • Uçan sürüngenler, günümüz kuşlarının atası değildir.

Uçan Sürüngenler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Uçan sürüngenler ne kadar büyük olabildi?

En büyük uçan sürüngen türlerinin kanat açıklığı 10 metreyi aşabiliyordu.

Uçan sürüngenler ne yerdi?

Bazı uçan sürüngen türleri balıkla beslenirken, diğerleri böcekler veya küçük hayvanlarla besleniyordu.

Uçan sürüngenler nasıl uçuyordu?

Uçan sürüngenler, kanatlarını çırparak ve süzülerek uçabiliyordu.

Uçan sürüngenler neden yok oldu?

Uçan sürüngenlerin yok oluşunun nedeni kesin olarak bilinmiyor. Ancak, dinozorların yok oluşuyla aynı dönemde gerçekleşmiş olması muhtemeldir.

Kaynak:

https://www.cell.com/current-biology/fulltext/S0960-9822(23)00040-9


Okusana.ORG sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın